Hep utanarak dokundum tenine,
Kadınlığımdan yoksun, geceler geçirdim seninle!
Kuru bir ağaç gibi
Budadın beni senelerce...
Mor salkımlar açtırdın bedenim'de
Utandım!
Çıkamadım el önüne...
Hep gizledim gözyaşımı elbiselerime
Utandığım!
Kaba, parmak izlerini'de...
Allah canımı alsa'da kurtulsam dedim günlerce,
Haftalarca!
Aylarca!
Seninle geçirdiğim, ahret senelerin'de...
Sana verdiğim aşkım'dan
Büyük sabırlarla sunduğum sevgim'den
Aldattığın tenim'den!
Kadınlığım'dan
Kuru bir ağaç gibi budadığın ömrüm'den Utandım!
Utandım!
Kendi kendime, çektirdiğim bu eziyetten...
Utandım!
Acizliğim'den
Güçsüzlüğüm'den
Sefaletimden...
Utandım! utandım, seninle beraber geçirdiğim bu evlilikten,
Yüreğimin bile kaldıramadığı;
Bu sözlerden...
Kaçıncı kez bilmiyorum?
Gidiyorum diyorum ama gidemiyorum!
Şöyle kapıyı ŞAK diye vurup gitmek vardı ama
Yapamıyorum...
Bu yapamamazlıklarım'dan da utanıyorum!
Korkaklığımdan,
Yıllarca sindirdiğin benliğim'den!
Utanıyorum kendim'den...
05.05.2005 / İstanbul
Adnan Bilgiç